background

Nokta Atış Tedavisi

Nokta Atış Tedavisi

Modern yaşamın getirdiği hareketsizlik, yanlış duruş alışkanlıkları ve stresli yaşam koşulları nedeniyle bel ve boyun fıtığı, giderek daha fazla insanın karşı karşıya kaldığı ciddi sağlık sorunları arasında yer alıyor.

Bel ve boyun fıtığı, omurlar arasında bulunan disklerin yerinden kayarak sinirlere baskı yapması sonucunda ağrı, uyuşma ve hareket kısıtlılığı gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

Geleneksel tedavi yöntemleri ameliyatı içerirken, günümüzde geliştirilen nokta atış tedavisi yöntemi, birçok hasta için umut vadeden alternatifler sunuyor.

Nokta atış tedavisi nedir?

Nokta atış tedavisi, bel ve boyun fıtığı olan hastalarda fıtıklaşmış bölgeye direkt olarak müdahale edilen bir tedavi yöntemi.

Fıtıklaşmış bölge, MR gibi görüntüleme yöntemleri ile tespit ediliyor ve daha sonrasında doğrudan ilgili bölgeye ince iğneler uygulanıyor. İşlem sırasında ise müdahaleye skopi denilen hareketli röntgen cihazı da eşlik ediyor.

Tedavi sırasında, fıtığın neden olduğu sinir sıkışması ya da baskı doğrudan hedeflendiği için bu yöntem sayesinde hem ağrıların azaltılması hem de kas spazmlarının hafifletilmesi sağlanıyor.

Diğer bir deyişle, nokta atış tedavisi, sorunun kaynağına direkt olarak müdahale eden ve hastalara hızlı bir şekilde rahatlama sunan bir yöntem.

Ameliyatsız bel fıtığı tedavisi

Bel omurunda fıtığı olan hastaya yine aynı görüntüleme cihazı ve enjeksiyon yöntemi kullanılıyor. Genellikle düşük ve tek dozda ağrılı bölge tedavi ediliyor ve hasta dinlenmeye alındıktan sonra normal hayatına devam edebiliyor.

Ameliyatsız boyun fıtığı tedavisi

Boyun fıtığı ameliyatsız tedavide de aynı yöntemler uygulanıyor. Skopinin yanı sıra ultrason cihazı da bu tedavi yönteminde devreye girebiliyor. Bel fıtığından tek farkı ise her iki bölgenin özelliklerinden dolayı farklı bir ilaç kullanımı.

Nokta atış tedavisinin avantajları neler?

Nokta atış tedavisi, ameliyatsız bel ve boyun fıtığı tedavisi olduğu için tercih edilen yöntemler arasında yer alıyor ve sağladığı avantajlar da hastaların seçimini etkiliyor.

  • Ameliyat gerektirmiyor: Fıtık tedavisinde cerrahi müdahale yapılmadan uygulanan bir yöntem. Bu nedenle ameliyatın getirdiği riskler, uzun iyileşme süreçleri ve komplikasyonlar söz konusu değil.
  • Hızlı iyileşme süreci: Ameliyatlar sonrasında uzun süreli iyileşme süreçleri yaşanırken, nokta atış tedavisinde hastalar kısa süre içerisinde normal yaşamlarına geri dönebiliyorlar.
  • Ağrısız bir yöntem: Tedavi sırasında lokal anestezi uygulanıyor ve bu sayede hasta herhangi bir ağrı hissetmiyor.
  • Hedefe yönelik tedavi: Nokta atış tedavisi, fıtığın tam olarak bulunduğu bölgeye odaklanarak tedavi sunuyor. Böylece geniş çaplı bir müdahale yerine sadece sorunlu bölgeye müdahale ediliyor.

Kimler için uygundur?

Nokta atış tedavisinin uygulanabileceği bazı hasta türleri var. Bunlar:

  • Fizik tedavi veya ilaç gibi yöntemlerden fayda görememiş hastalar
  • Cerrahi müdahale sonrası iyileşme görememiş hastalar
  • İleri derecede sinir sıkışması ve ağrı yaşayıp günlük yaşamın olumsuz etkilendiği hastalar

Nokta atışı tedavisi ne kadar sürüyor?

Tedavi süresi hasta durumuna göre değişiklik gösteriyor. 15 ila 30 dakika arasında tamamlanan tedavide uygulanan enjeksiyon sayısı da belirleyici faktör oluyor.

Nokta atış tedavisi kaç seans?

Hasta durumuna göre değişen bir diğer konuda nokta atış tedavisi seans sayısı. Genellikle tek seansta şikâyetler bitse de bazı hastalarda birden fazla seans yapılabiliyor.

Nokta atış tedavisi sonrası dikkat edilmesi gerekenler

Tedavinin başarısını arttırmak ve fıtığın tekrarlama riskini azaltmak için dikkat edilmesi gerekenler:

  • Doğru duruş alışkanlıkları: Özellikle masa başı çalışan kişilerde yanlış duruş alışkanlıkları fıtığın en önemli nedenlerinden biri. Bu nedenle, tedavi sonrasında ergonomik bir duruşa dikkat edilmeli.
  • Düzenli egzersiz: Tedavi sonrası doktorun önerdiği egzersizler düzenli olarak yapılmalı ve kasların güçlenmesi sağlanmalı.
  • Ağır yük kaldırmaktan kaçının: Tedavi sonrasında özellikle ilk birkaç hafta ağır yük kaldırmaktan kaçınmak gerekiyor. Bu, tedavi bölgesindeki baskıyı artırabilir ve iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.